Kök hücreler, vücudun hemen hemen her dokusunun ve organının hücresi haline gelebilir ve insan sağlığına geniş kapsamlı faydalar sağlayabilir.
Son 15 yılda kök hücre araştırmalarındaki ilerlemeler, kök hücrelerin vücudun doğal onarım sistemini oluşturduğunu ortaya koymuştur.
Kök hücrelerin vücuttaki doğal rolüyle ilgili bilimsel yayınların derinlemesine analizi dört ana sonuca varmamızı sağlar:
- Kan dolaşımında kök hücre sayısının fazla olması, doku onarımına katılmak için daha çok kök hücrenin mevcut olduğu anlamına gelir.
- Kişinin kendi kök hücrelerinin salınımı yoluyla dolaşımdaki kök hücre sayısını arttırmak, vücudun onarım yeteneğini arttırır.
- Hücresel bozukluklarla gelişen (Dejeneratif) sağlık problemleri, kan dolaşımındaki kök hücre sayısının azlığıyla ilişkilendirilmiştir.
- Günlük kök hücre desteği, ideal sağlığın kazanımı ve korunmasına yardımcı olur.
KARDİYOVASKÜLER SAĞLIK
Dolaşımdaki kök hücre sayısının arttırılmasının kalp fonksiyonlarını ve damar sağlığını desteklediği görülmüştür.
KARDİYOVASKÜLER SAĞLIK
Dolaşımdaki kök hücre sayısının arttırılmasının pankreas fonksiyonunu ve sağlıklı glukoz seviyelerini desteklediği görülmüştür.
BEYİN FONKSİYONLARININ KORUNMASI
Kök hücreler, beyin hücrelerine dönüşebilir ve beyin onarımını destekleyen büyüme faktörlerini salgılayabilir.
DOKU ONARIMI
Kök hücreler neredeyse her dokunun hücrelerine dönüşebilir ve doku onarım sürecini destekleyebilir.
DOLAŞIMDAKİ KÖK HÜCRE MİKTARI VE ONARMA KABİLİYETLERİ
Kalp hastalığı teşhisi konmuş 519 hastada dolaşımdaki kök hücre sayısı ölçüldü ve bir yıl boyunca kardiyovasküler sorunların (olayların) oluşumu izlendi. Bireyler 3 eşit gruba ayrıldı: Kök hücrelerin Yüksek seviyede olanlar Mavi grup, Ortalama seviyede olanlar Kırmızı grup ve Düşük seviyede olanlar Yeşil grup. Grafik, zaman içinde kardiyovasküler bir olay olmadan hayatta kalmayı temsil eder. Çizgilerdeki her aşağı adım, kardiyovasküler sorun yaşayan bir kişiyi gösterir.
Dolaşımda düşük seviye kök hücreye sahip bireylerin dolaşımda yüksek seviye kök hücrelere sahip bireylere oranla daha fazla kalp problemi yaşadıkları görülmüştür. Bu da dolaşımdaki daha fazla kök hücrenin kardiyovasküler nedenlerden kaynaklanan ölüm riskinin azalması olarak görülmüştür. Sonuç olarak, dolaşımdaki kök hücrelerin seviyesi, kardiyovasküler olayların ortaya çıkmasını ve kardiyovasküler nedenlerden kaynaklanan ölümleri önceden haber verdi.
Werner N, Kosiol S, et al. (2005) Circulating endothelial progenitor cells and cardiovascular outcomes. N Engl J Med. 353(10):999-1007.
Akut miyokard enfarktüsü (AMI) geçirmelerini takiben 12 saat içinde hastaların dolaşımlarındaki kök hücre sayısı ölçülmüştür. Hastalar iki gruba ayrılmıştır: 1) Dolaşımlarındaki kök hücre sayısı az olanlar 2) Dolaşımlarındaki kök hücre sayısı fazla olanlar. AMI günü iki grup ejeksiyon fraksiyonu ( kalbin kasılma gücü) gibi temel kardiyovasküler fonksiyonlar baz alındığında dikkate değer bir değişiklik olmasa da takip eden 6 ayda dolaşımdaki kök hücre sayısı fazla olan grupta ejeksiyon fraksiyonun önemli ölçüde iyi olduğunu görüyoruz.
Sonuç:
Dolaşımdaki kök hücre seviyeleri yüksek olan hastalar AMI geçirdikten sonra sol ventrikül fonksiyonunda çok daha iyi bir iyileşme göstermiştir (Sol ventrikül arterlerin içinden oksijenli kanı vücuda pompolar,).
Tomoda H and Aoki N. (2003) Bone marrow stimulation and left ventricular function in acute myocardial infarction. Clin. Cardiol. 26:455-57.
DOLAŞIMDAKİ KÖK HÜCRE SAYISINI ARTTIRMAK ONARMA GÜCÜNÜ ARTTIRIR
Bilim adamları, sitokinler tarafından harekete geçirilen kemik iliği kök hücrelerinin (BMSC) enfarktlı bölgeye yerleşme, eşleme, farklılaşma ve en sonunda miyokardiyal onarımı destekleme yeteneklerini test ettiler.
Farelerde kalp krizi (akut miyokard enfarktüsü) tetiklendi ve fareler iyileştikten sonra iki gruba ayrıldılar: A) Kontrol grubu B) Endojen Kök Hücre Mobilizasyonunu (ESCM) tetiklemek için sitokinlerle tedavi edilen grup. ESCM, 27 gün sonra önemli seviyede doku yenilenmesi ile sonuçlandı. ESCM ile uyarılmış kalp onarımı ölüm oranını %68, ölü doku boyutunu %40 azalttı. Ejeksiyon fraksiyonu giderek artmış ve 15 milyon yeni miyosit oluşumunun bir sonucu olarak hemodinamik önemli ölçüde iyileşmiştir. Sonuç olarak ESCM, kalbin yenilenmesi için cerrahi müdahaleye gerek olmayan tedavi edici bir strateji olabilir.
Orlic D, Kajstura J, Chimenti S, et al. (2001) Mobilized bone marrow cells repair the infarcted heart, improving function and survival. Proc. Natl. Acad. Sci. USA. 98(18):10344-9.